29 Ekim 2008 Çarşamba

GÜLLER

Bilimsel İsim Rosa türleri

Bitki ile İlgili Genel Bilgiler

Gülgiller familyasının örnek bitkisidir. Rosa

cinsinden 100 kadar türü olan ve genelde kışın yapraklarını döken, çokyıllık

dikenli çalı, ağaççık ya da tırmanıcı bitkilerin adı Gül'dür. Pek çok gül türünün

anayurdu Asya'dır. Ama gösterişli çiçekleri nedeniyle neredeyse tüm dünyada

yaygın şekilde yetiştirilmektedir. Türkiye'de yetişen 25 kadar yabani türü

vardır. Oysa, kültür bitkisi olarak yetiştirilen türleri çok daha fazladır. Gülün,

yuvarlak kesitli yeşil renkli gövdesi, yoğun biçimde dikenlerle kaplıdır.

Almaşık dizili, hafif tüylü ve oval biçimli yapraklarının kenarları dişlidir. Bir

yaprak sapında 3 ila 7 yaprakçık bulunur. Bitkinin, ilkbahardan başlayarak

sonbahara kadar zaman zaman açıp biten beyaz, pembe, kırmızı, turuncu ve

sarı çiçekleri vardır. Ancak, süs bitkisi olarak çok renkli ve katmerli türleri de

yetiştirilmiştir. Güneşli, yarı gölgeli ama rüzgarsız yerleri; suyu iyi akıntılı,

killi ve bitek toprakları seven gül, tohumuyla ve daha çok gövde çelikleriyle

çoğaltılır.

Isparta, Yağ ya da Şam gülü denilen (R. de mascena) gibi bazı güzel kokulu

gül türlerinin çiçeğinin taçyapraklarında uçucu yağ (gül yağı), tanen, gallik

asit, kuersitrin, anthosyanin ve diğer bazı yağlar bulunur. Böyle güzel kokulu

gül yaprakları bazı yerlerde salata ve pastalara konulur. Şurubu, sirkesi, reçeli

yapılarak tüketilir. Gene bu taçyapraklarının damıtılmasıyla elde edilen gül

yağı, parfümeri endüstrisinde yoğun şekilde kullanılır. Türkiye'nin tarımda

önemli bir dışsatım ürünüdür.

Tedavi ve Kullanım Şekilleri

Özellikle kokulu güllerin Tedavi ve Kullanım Şekilleri ve 'unlardan yararlanma yöntemleri

şöylece sıralanabilir:

• Güçlendirici bir toniktir.

• Doku ve damarları büzücüdür.

• Bağırsakların düzenli çalışmasını sağlar: Peklikte yumuşatıcı (müshil); diyare

durumunda ishali kesici işlev yapar.

• Antiseptik etkisi vardır. Yaraları temizlemede kullanılır.

• Cilt toniğidir. Cildi rahatlatan, geren ve yumuşatan etkileri vardır.

Bu etkileri sağlamak üzere gonca halinde açmış güzel kokulu güller sabah çiği

geçtikten sonra toplanır. Gölge yerde özenle kurutulur. Işık almayan özel

kutularda saklanır. Böyle kurutulmuş ve saklanmış taçyapraklarından 2-3 tatlı

kaşığı üzerine 1 bardak kaynar su dökülüp 10-15 dakika süreyle

demlendirilerek bir infüzyon hazırlanır. Bu infüzyondan günde üç kez birer

bardak içilir. Yaraları ve cildi temizleme işlemlerinde bu infüzyon dıştan

uygulanır.

• Yukarıdaki etkileri sağlamak ve onlara ek olarak göz kanamalarını ve göz

nezlesini iyileştirmek için infüzyon yerine, kokulu gülün taçyapaklarımn

damıtılmasıyla elde edilen ve piyasalarda satılan gül suyu da kullanılabilir.

GİNSENGLER

Bilimsel İsim Panax türleri

Bilinen İsmileri Kore ginsengi, Amerika ginsengi

Bitki ile İlgili Genel Bilgiler

Sarmaşıkgiller (Aralyagiller) familyasındandır.

Kore ginsengi (P. ginseng) ve Amerika ginsengi (P. quinquefolius) adını

taşıyan, hemen hemen benzeri özellikleri olan, iki önemli türü, dayanıklı ve

çokyıllıktır. Ülkemizde ginseng bitkisi yetişmez. Ginseng türleri 30-45 cm.

arasında boylanabilir. Kenarları düzgün oval biçimli yaprakçıkları, yaz sonuna

doğru açan sarı ya da pembe renkli küçük çiçekleri vardır. Daha sonra bu

çiçekler, içlerinde tohumu taşıyan parlak kırmızı renkli bileşik meyvelere

dönüşür. Bitkinin iğ biçiminde, etli ve sarıdan açık kahverengine kadar

değişen renkte kökleri olur. Orman altı gölgelik yerleri; serin ve humuslu

toprakları seven ginseng türleri, tohumuyla çoğaltılır, önemli ürünü olan kökü

3-9 yıl sonra alınır.

Çinliler tarafından en az 2000 yıldan beri sağlığa yararlı özellikleri bilinen

ginseng bitkisi, panaksosit adı verilen glikositleri, saponin ile B ve D grubu

vitaminleri içerir.

Tedavi ve Kullanım Şekilleri

Ginseng türü bitkilerin Tedavi ve Kullanım Şekilleri ve bunlardan yararlanma yöntemleri

şöylece özetlenebilir:

• Afrodizyaktır: Cinsel yetersizliğe karşı kullanılır.

• Toniktir: Akılsal ve fiziksel gücü artırır.

• Uyarıcıdır: Yorgunluk, güçsüzlük ve strese karşı dirençsizlik sorununu

ortadan kaldırır.

• Kişinin fiziksel performansını ve hayatiyetini artırır. Onu fiziksel yönden

zirveye taşır.

• Merkezi sinir sistemini güçlendirir.

• Düşük tansiyonu normal düzeye çıkarır.

• İştahı açıcı ve sindirimi kolaylaştırıcıdır.

Bu etkileri sağlamak üzere ya ginsengin kökü günde birkaç kez çiğnenir ya da

1/2 tatlı kaşığı ginseng kökü tozu 1 bardak suya konulup kaynama noktasına

kadar ısıtılır. Sonra ateş kısılarak 10 dakika süreyle ısıtma işlemi sürdürülür.

Böylece hazırlanan dekoksiyondan günde üç kez birer bardak içilir.

UYARI

• Ginseng alımı bazı kişilerde baş ağrısına neden olur.

FRENK KİMYONU

Bilimsel İsim Carum carvi

Bilinen İsmileri Karaman kimyonu, Keraviye

Bitki ile İlgili Genel Bilgiler

Maydanozgiller familyasındandır. Anayurdu Avrupa

ile Batı Asya'dır. Ülkemizde Doğu Anadolu bölgesinde yetişen ve aslında

yabani bir bitki olan frenk kimyonunun Avrupa'da uzun zamandan beri kültürü

yapılmakta, bitki insan eliyle yetiştirilmektedir. 100 cm'ye kadar boylanabilen

ikiyıllık otsu bitkidir. Kazık kökü; dallara ayrılan yapıda, gövdesi ince parçalı,

açık yeşil renkli tüylü yaprakları; yaz ortasına doğru şemsiye biçiminde

kümeler oluşturarak açan sarımsı beyaz renkli küçük çiçekleri vardır, iki tanesi

bir kapsül içinde yer alan kahverengi küçük tohumları hilal biçiminde olup

olgunlaşınca kapsülden dökülürler. Yumuşak toprakları seven frenk kimyonu

bitkisi, döktüğü bu tohumlarla çoğalır.

Frenk kimyonu, karvon ve limonen adlı maddelerden oluşan ve % 6'ya varan

orandaki uçucu yağ ile sabit yağ, reçine ve taneni içerir. Körpe yaprakları

salata ve çorbalara katılır. Kazık kökü sebze olarak pişirilip yenir. Tohumları

ise, yağlı etlerin sindirimine yardımcı olduğu için et yemeklerine, bunlar

pişerken serpilir. Çeşni vermesi için kimi yiyeceklere de katılır.

Tedavi ve Kullanım Şekilleri

Bedene yararları taş devrinden beri bilinen, eski Mısırlıların ve İpek Yolu

konaklama yerlerinin mezarlarında artıkları bulunan frenk kimyonunun tıbbi

etkileri ve onlardan yararlanma yöntemleri şöyle sıralanabilir:

• Bebek emziren annelerde süt gelişini artırır.

• Bedeni uyarıcı ve iştah açıcıdır.

• Sindirimi kolaylaştırır. Özellikle çocuklarda gaz söktürücü ve karın ağrılarını

iyileştirici etkisi vardır.

• İdrar söktürücüdür.

• Kadınlarda aybaşı sancılarını hafifletir.

• Bronşitte ve astıma eşlik eden bronşit durumunda rahatlatıcıdır.

• Diyareyi (ishal) keser.

Bu etkileri sağlamak üzere bitkinin çiçek şemsiyeleri yaz ortasında toplanır.

Güneşte kurutularak olgunlaştırılıp geniş bir kâğıdın üzerine başaşağı tutularak

silkelenip tohumların dökülmesi sağlanır. Böylece toplanan ya da piyasadan

alınan tohumlardan infüzyon hazırlamak için, 1 tatlı kaşığı alıp ezilir. Bunların

üzerine 1 bardak kaynar su dökülerek 10-15 dakika süreyle demlendirilir. Bu

şekilde elde edilen infüzyondan günde üç kez birer bardak içilir.

• Frenk kimyonu boğaz ağrılarında iyileştirici rol oynar. Bunun için aynı

infüzyonla ılıkken günde birkaç kez derin gargara yapılır.

• Nefesin kokusunu da temizler. Bunu sağlamak üzere de, kuru frenk kimyonu

tohumları ağızda çiğnenir.

FESLEĞEN

Bilimsel İsim Ocimum basilicum

Bilinen İsmileri Feslikan, Irıkan, Peslan, Reyhan

Bitki ile İlgili Genel Bilgiler

Ballıbabagiller familyasındandır. Anayurdu Güney

Asya'dır. Ancak, Akdeniz havzası ülkeleri ile Türkiye'de Ege ve Akdeniz kıyı

şeridinde sıkça yetiştirilmektedir. 10-40 cm. boylanabilen, biryıllık duyarlı

otsu bitkidir. Kare kesitli, boydan boya kabarık çizgili ve yeşil renkli gövdesi,

bitki tabanına inildikçe kırmızılaşır. Oval biçimli yaprakları kenarları dişli,

sivri uçlu ve koyu yeşil renkli olur. Yaz sonunda açan çiçekleri beyaz; pembe

ya da sarımsı beyaz renklidir. Küçük tohumlan koyu kahverengi ve gözyaşı

biçimlidir. Bitki, tohumuyla çoğalır.

Çok kokulu bir bitki olan fesleğen, bileşimi estragol, linelol, sineol ve pinen

adı verilen maddelerden oluşan ve uçucu bir yağ olan fesleğen esansını içerir.

Bu nedenle koku ve çeşni vermesi için yemeklere pişerken son anda katılır.

Ayrıca sirke yapımında ve salatalarda kullanılır.

Tedavi ve Kullanım Şekilleri

Fesleğenin Tedavi ve Kullanım Şekilleri ve onlardan yararlanma yöntemleri şöylece

sıralanabilir:

• Sindirimi kolaylaştırır. Mideyi yatıştırır.

• Balgam, gaz ve idrar söktürücüdür.

• Uyarıcı ve spazm çözücüdür.

• Baş ağrısını giderir.

Bu etkileri sağlamak üzere kurutulduğunda çenelde tıbbi niteliklerini ve

kokusunu yitirdiğinden fesleğenin taze yaprakları ile infüzyon hazırlanır.

25-30 gram taze fesleğen yaprağı ılınıp üzerine dört bardak kaynar su

dökülerek ve 10-15 dakika süreyle demlendirilerek hazırlanan infüzyon, günde

iki-üç bardak olarak alınabilir.

• Fesleğen ayrıca öksürüğü keser.

• Sinirleri güçlendirici etki yapar.

Bu etkilerinin sağlanması için de, fesleğen tohumlarının kaynar su içinde

15-20 dakika süreyle demlendirilmesiyle hazırlanan infüzyon günde iki kez

alınabilir.

• Bitki, bedeni güçlendiren tonik etkisi de yapar.

Bu etkinin sağlanması için taze fesleğen yaprakları şarap içinde birkaç saat

bekletildikten sonra bu şaraptan içilir.

EĞİROTU

Bilimsel İsim Acorus calamus

Bilinen İsmileri Azakeğiri, Hintkamışı, Yelotu

Bitki ile İlgili Genel Bilgiler

Yılanyastığıgiller familyasındandır. Anayurdu

Hindistan'dır. Ama Asya, Avrupa ve Amerika kıtalarına kadar yayılmış

çokyıllık otsu ve rizomlu bir su bitkisidir. Anadolu'da Sapanca, Yeniçağa ve

Beyşehir göllerinin kıvılarında bol bol yetişir. 50-125 cm. boylanabilir. Şerit

yaprakları; yaz ayların açan siyahımsı erguvani renkte tıkız başa çiçekleri

vardır. Bu çiçekler daha sonra yeşilimsi renkli meyvelere dönüşür. Bitki,

humlarıyla ya da daha çok rizomlarının sürgün vermesiyle çoğalır.

Eğirotu % 3 oranında uçucu yağ, yapışkan bitki sıvısı, acı esans, glikozit, tanen

ve akorin adlı acı maddeyi içerir.

Tedavi ve Kullanım Şekilleri

Osmanlı imparatorluğu döneminde eğirotu sağlığa yararlı özellikleri nedeniyle

sıkça kullanılmış ve Evliya Çelebi ünlü Seyahatname adlı yapıtında, bitkinin

niteliklerinden övgüyle söz etmiştir. Eğirotunun bu tıbbi etkileri ve onlardan

yararlanma yöntemleri şöylece sıralanabilir:

• Sindirim sistemi için çok iyi bir toniktir. Sindirim işlemini kolaylaştırır.

Gastrit ve mide ülserlerinde iyileştirici etkiler yapar.

• Mide ve bağırsaklardaki gazı söktürür. Karın ağrılarını geçirtir.

• İştahı açar. Diyareyi keser.

• Yatıştırıcıdır. Spazm çözücü etkileri vardır.

• Terleticidir. Beden ateşini düşürür.

• İdrar ve adet söktürücü etkileri de vardır.

Bütün bu etkileri sağlamak üzere, eğirotunun rizomu (kökgövdesi), sonbahar

başı ile ortası arasında bulunduğu çamurlu topraktan kanca kullanılarak

sökülür. Yaprakları ayrılıp rizomu iyice temizlenir. Uzunlamasına ikiye

bölünür ve gölge bir yerde kurutulur. Kuruyan kökleri dilimlenir. Bunlardan 2

tatlı kaşığı alınır, üzerine 1 bardak kaynar su dökülüp 10-15 dakika

demlendirilerek bir infüzyon hazırlanır. Her yemekten yarım saat önce bu

infüzyondan birer bardak içilir.

DULAVRATOTU

Bilimsel İsim Arctium lappa (ya da Lappus officinalis)

Bilinen İsmileri Dulkarıgömleği, Hanımyaması

Bitki ile İlgili Genel Bilgiler

Bileşikgiller familyasındandır. Anayurdu

bilinmeyen, ülkemizde Doğu ve Kuzey Anadolu bölgelerindeki kırsal kesimde

ve yol kenarlarında yetişen çokyıllık dayanıklı otsu bitkidir. Gölgelik ve nemli

yerleri seven dulavratotu 30-60 cm. boylanabilir. Dallara ayrılan dik bir

gövdesi; iri yaprakları; yaz aylarında açan parlak morumsu ya da kırmızı

çiçekleri vardır. Yapraklarının altı tüylü, damarlı ve beyaz renklidir. Çiçek

yakınındaki yaprakları daha küçük olur. Çiçek bürgülerinin üzerindeki

çengeller, kırda dolaşan hayvanların postuna takılır. Böylece bitkinin tohumu

çevreye dağılır. Bitki, bu tohumlarıyla çoğalır.

Dulavratotunun rizomu (kökgövdesi) ve yaprakları inülin, uçucu yağ, tanen,

acı glikozitler, mikrop kırıcı bazı maddeler ile alkaloitleri içerir. Bitkinin

yaprakları, Doğu Anadolu bölgemizde sebze olarak yenir.

Tedavi ve Kullanım Şekilleri

Romalılar döneminden beri sağlığa yararlı etkileri bilinen dulavratotunun bu

Tedavi ve Kullanım Şekilleri ve onlardan yararlanma yöntemleri şöyl sıralanabilir:

• İdrar söktürücüdür.

• Hafif müshil etkisi vardır.

• Bedeni güçlendirici bir toniktir.

• Kanı temizler.

• Terleticidir.

• Gut hastalığına karşı olumlu etkisi görülür.

• Sindirim ve safra salgılarını artırarak sindirimi kolaylaştırır, iştahı açar.

Sayılan bu etkileri sağlamak üzere sonbaharda toprağı kazılıp çıkarılan kökü

temizlenir. Dilimlenerek özenle kurutulur, 1 tatlı kaşığı kurumuş kökü 1

bardak suda kaynama noktasına getirilip ateş kısılır, ısıtma 10-15 dakika daha

sürdürülerek hazırlanan dekoksiyöndan günde üç kez birer bardak içilir.

• Dulavratotu aynca deri sorunlarının tedavisinde etkili olur. Yağlı ve akneli

ciltlere iyi gelir. Saçlardaki kepeği keser. Derideki yara ve ülserlerin

iyileşmesini hızlandırır. Egzama ve sedef hastalıklarına karşı iyileştirici etkiler

yapar.

Bu tür deri sorunlarına karşı olumlu etkilerini sağlamak üzere, bitkinin

yapraklanyla yara lapası hazırlanır. Şikayet edilen yerlere lapa dıştan

uygulanır. Ancak sedef hastalığı ve egzamada tedaviye iyileşme belirtileri

görülene değin, uzun süre devam edilmelidir.

• Dulavratotu romatizma ağrılarına karşı da etkili olur.

Bu olumlu etkiyi sağlamak için, bitkinin körpe ve iri yapraklarının tüylü alt

tarafı ağrılı yere konulup bezle sarılarak, gece boyu kaymadan orada kalması

temin edilir. Bu uygulama o günkü ağrıların geçirilmesinde etkili olur. Kalıcı

tedavi için yukarıda hazırlanan yara lapası bir tülbentin içine yayılarak

romatizma ağrılı yere sarılmalı, tedaviye uzun süre devam edilmelidir.

DEFNE

Bilimsel İsim Laurus nobilis

Bilinen İsmileri Har, Nehtel, Tehnel

Bitki ile İlgili Genel Bilgiler

Defnegiller familyasının örnek bitkisidir. Anayurdu

Akdeniz havzası olan ve günümüzde ılıman yerlerde yaygın olarak yetişen,

kışın yaprağını dökmeyen ağaç ya da ağaççıktır. Ülkemizin kıyı bölgelerinde

doğal olarak yetişmekte, ayrıca süs bitkisi olarak park ve bahçeleri

süslemektedir. 6-8 m'ye kadar boylanabilen defne, yuvarlak tepeli ve sık dallı

olarak gelişir. 8-10 cm. uzunluktaki oval ve süslemecilikte iyi bilinen özel

defne yaprağı biçimli, meşinimsi, sert, üst yüzü parlak, kenarları dalga

görünüşlü ve almaşık dizili koyu yeşil yaprakları vardır, ilkbaharda açan

sarımsı ya da yeşilimsi beyaz renkteki küçük çiçekleri olgunlaşınca rengi koyu

mor, tek tohumlu ve etli meyvelere dönüşür. Bitkinin yuvarlak kesitli ve

mor-kahverengi olan gövdesi, zamanla odunlaşır ve rengi griye döner. Defne,

gövde çelikleriyle çoğaltılır.

Bitkinin yaprakları eterik asidi içerir. Bazı yemeklere koku ve çeşni katar,

ayrıca veteriner hekimlikte ilaç yapımında kullanılır. Defne, ülkemizin tarımda

önemli dışsatım ürünlerinden biridir. Meyvesinden defne yağı elde edilir,

ayrıca olgun meyveleri saç dökülmesini engelleyici sabunların yapılmasında

kullanılır.

Tedavi ve Kullanım Şekilleri

Defnenin yaprak ve meyveleri, içerdiği etkiler nedeniyle tıbbi amaçlarla

kullanılır. Bu etkiler ve yararlanma yöntemleri kısaca şöyle sıralanabilir:

• Sindirimi kolaylaştırıcıdır. Midevi ve iştah açıcıdır.

• İdrar söktürücüdür.

• Terleticidir.

Bu etkilerinden yararlanılmak için defne yaprakları genelde yaz sonunda

toplanır, gölgelik ve havadar yerde kurutulur. Parçalanmış kuru yapraklarından

1-2 tatlı kaşığının üzerine 4 bardak kaynar su dökülüp 10-15 dakika süreyle

demlendirilerek hazırlanan infüzyon, günde bir-iki kez ve bir-iki yemek kasığı

olarak alınabilir. Daha fazla alınması kusturucu olur.

•Aynı şekilde hazırlanmış infüzyondan bir-iki bardağı, küvete doldurulmuş

banyo suyuna katılarak banyo yapılırsa, bedeni uyarıp zindeleştirir.

• Bitkinin meyvelerinden yapılmış olan defne yağı, bedende romatizma yangılı

yerlere sürülerek rahatlama sağlanır.

• Bir-iki adet taze defne yaprağı fasulye, mercimek, nohut, pirinç gibi kuru

yiyeceklerin içine konursa onların kurtlanmalarını önler.

UYARILAR

• Gebelik durumunda defne alınmamalıdır.

• Yukarıda açıklaması yapılan, ülkemizin birçok yerinde yetişen Akdeniz

defnesi (L. nobilis) dışındaki diğer defne türleri zehirlidir.

ÇOBANÇANTASI

Bilimsel İsim Capsella bursa-pastoris

Bilinen İsmileri Cıngıldakotu, Çobankesesi, Çobantorbası, Kuşkuşotu

Bitki ile İlgili Genel Bilgiler

Turpgiller familyasındandır. Anayurdu Akdeniz

havzası olan çobançantası, buradan tüm dünyaya yayılmıştır. Yol ve tarla

kenarlarında, kırlarda ve çayırlarda sıkça yetişen, 50 cm. kadar boylanabilen

bir ya da iki yıllık yabani otsu bitkidir. Gövdesindeki yaprakları küçük ve ok

biçimlidir. Bitki tabanına yakın olan iri yaprakları, kenarları dişli ve rozet

oluşturarak çoğalmıştır. Dört taç yapraklı, beyaz ya da bazen pembe renkte

açan küçük çiçekleri gövdenin ucunda kümeler halinde bulunur. Gövde

boyunca dizilen ve bitkinin tohumunu taşıyan yürek biçimli, yassı, yeşil renkli

meyveleri vardır. Bitki, bu meyvelerinden döktüğü tohumlarıyla çoğalır.

Çobançantası bitkisinin topraküstü kesimleri tanen, reçine, uçucu yağlar,

saponin, flavonitler, diosmin, tiramin ve potasyum içerir. Anadolu'da bazı

yerlerin pazarlarında kuşkuşotu adıyla satılır. Çiğ olarak ya da ıspanak gibi

pişirilerek yenir.

Tedavi ve Kullanım Şekilleri

Bitkinin tıbbi etkileri ve bunlardan yararlanma yöntemleri şöyle sıralanabilir:

• Hafif bir idrar söktürücüdür. Böbrek sorunu nedeniyle kişinin bedeni sıvı

tutuyorsa, bu durumda çobançantası ilk akla gelebilecek deva olur.

• Taşıdığı doku ve damar büzücü nitelikleri nedeniyle diyareye; ayrıca yara,

burun, diş ve dişeti kanamalarına karşı iyileştirici ve kanı kesici etkileri vardır.

• Kadınların aybaşı döneminde aşırı kan gelişini önler.

• Son zamanlarda yapılan araştırmalara göre, cildin erken yaşlanmasını

önlediği ileri sürülmektedir.

Bütün bu durumlarda çobançantasının bedene yararlı etkisini sağlamak üzere,

ilkbahar başından sonbaharın ortalarına kadar bitkinin topraküstü kesimleri

kesilip toplanır. Gölge ve havadar bir yerde özenle kurutulur. 1-2 tatlı kaşığı

kurumuş ot karışımı üzerine 1 bardak kaynar su dökülüp 10 dakika süreyle

demlendirilerek bir infüzyon hazırlanır. Bu infüzyondan günde üç kez birer

bardak içilir. Kadınların aybaşında aşın kan kaybı durumu varsa, infüzyon,

aybaşı akıntısı başlamadan önce ve o dönem boyunca her iki-üç saatte bir

alınır.

ÇEMEN OTU

Bilimsel İsim Trigonella foenum-graecum

Bilinen İsmileri Boyotu, Buyotu

Bitki ile İlgili Genel Bilgiler

Baklagiller familyasındandır. Anayurdu Güney

Avrupa ve Akdeniz havzası olan çokyıllık otsu bitkidir. 60-100 cm.

boylanabilen çemenotu ülkemizde yabani olarak yetiştiği gibi Orta ve

Güneydoğu Anadolu bölgesinde kültürü de yapılmaktadır. Gövdesi açık yeşil

renkli, yuvarlak kesitli, ince tüylü ve dallara ayrılan yapıdadır. Bitki dikine ve

kimi zaman da yere yatarak gelişir. Kenarları ince dişli ve oval biçimli üç

yaprakçıktan oluşan yaprakları da açık yeşil renklidir. Sarımsı beyaz çiçekleri

yaz ortasında açar. Bu çiçekler olgunlaşınca her biri 10-20 adet sarı-kahverengi

minik tohum taşıyan tohum zarfına dönüşür. Bol güneşli yerleri; suyu iyi

akıntılı, bitek ve alkalik toprakları seven çemenotu, tohumlarıyla çoğaltılır.

Çok keskin kokulu olan çemenotu tohumları, % 30'a varan oranda yapışkan

bitki sıvısı ile uçucu ve sabit yağlar; trigonellin, kolin ve kumarin adlı

maddeleri içerir. Bazı ülkelerde baharat olarak kullanılan bu tohumların

bizdeki başlıca kullanım alanı pastırma imalatıdır. Burada tohumlar ezilip

pastırmanın üzerine sıvanan keskin kokulu "çemen" adlı macunun içine ana

madde olarak katılır. Bazı yerlerde çemenotunun yaprakları salatalara eklenip

çiğ olarak yendiği gibi, haşlanarak sebze olarak da tüketilir.

Tedavi ve Kullanım Şekilleri

Çemenotunun Tedavi ve Kullanım Şekilleri ve bunlardan yararlanma yöntemleri şöyle

özetlenebilir:

• Öksürüğü hafifletir, göğsü yumuşatır ve balgamı söktürür.

• Bronşiti ve boğaz ağrılarını hafifletir, rahatlama sağlar.

• Acı oluşu nedeniyle sindirim sistemini uyarır, sindirim işlemini kolaylaştırır.

• Mide ve bağırsak gazlarım söktürür. Diyarenin iyileştirilmesinde yararlı olur.

• Bedeni güçlendirici bir toniktir. Özellikle nekahat halindeki hastalara iyi

gelir.

• Afrodizyak (cinsel gücü artırıcı) etkisi vardır.

• Emzikli (süt veren) annelerde süt gelişini artırır.

• Kadınların aybaşı dönemini rahat atlatmalarına yardımcı olur.

Bütün bu önemli Tedavi ve Kullanım Şekilleri sağlamak üzere çemenotunun tohumları

sonbaharda olgunlaştıkları zaman toplanır. 1,5 tatlı kasığı tohum l bardak sıcak

suya konulup 10 dakika süreyle ağır ağır kaynatılır. Böylece elde edilen

dekoksiyondan günde üç kez birer bardak içilir.

• Çemenotu ayrıca çıban ve yaraların iyileştirilmesinde de etkili olur.

Bunun için tohumlan ezilip toz haline getirilir. Biraz suyla karıştırılıp yara

lapası hazırlanır. Bu lapa yara ve çıbanlara dıştan uygulanır.

ÇARKIFELEK ÇİÇEĞİ

Bilimsel İsim Passiflora incarnata

Bilinen İsmileri Fırıldak çiçeği, Saat çiçeği

Bitki ile İlgili Genel Bilgiler

Çarkıfelekgiller familyasının örnek bitkisidir.

Anayurdu Tropikal Amerika'dır. Oradan dünyaya yayılmış 400 kadar türü

vardır. Ülkemizde bazı yerlerde süs bitkisi olarak kimi türleri

yetiştirilmektedir. Gölgeli ve nemli duvar dipleri ve kameryeleri sevip

sarmaşarak yetişen otsu ya da ağaçsı sarmaşıktır. 5-7 parçalı koyu yeşil

yaprakları almaşık dizilişli; yaz boyunca açan tekerlek biçimindeki gösterişli

çiçekleri erguvani, pembe ya da kırmızı renkte ve iridir. Bitki, tohumuyla ya da

gövde çelikleriyle çoğaltılır.

Çarkıfelek bitkisi harmin, harmol, harman ve passiflora adı verilen alkaloitleri;

flavon, glisosit ve sterol adlı diğer maddeleri içerir. Bazı türlerinin meyveleri

çiğ olarak yenebildiği gibi, içki ve şerbet yapımında da yararlanılır.

Tedavi ve Kullanım Şekilleri

Zehir ve insan bedenine zararlı olabilecek maddeler içermeyen çarkıfelek

bitkisi, güvenle kullanılarak şu Tedavi ve Kullanım Şekilleri sağlar:

• Kişinin yaşadığı gerginlik ve endişelilik hallerini giderir.

• Sinirleri yatıştırır.

• Sinirsel ve kronik uykusuzluklara deva olur.

• Parkinson hastalığı ve isteri gibi durumlarda sinirsel nöbetleri gidericidir.

• Zona hastalığı gibi sinir ağrılarında da yatıştırıcı olur.

Bütün böyle durumlar için ilkbahar sonu ile yaz ortası arasında bitkinin çiçek

açmamış ya da çiçekleri olgunlaşıp meyveye dönüşmüş dallarından toplanan

yaprakları, gölge ve havadar bir yerde kurutulur ve infüzyonu hazırlanır: 1 tatlı

kaşığı kuru yaprak üzerine 1 bardak kaynar su dökülerek 15 dakika süreyle

demlendirilir. Uykusuzluğu gidermek için, akşamları yatmadan önce bu

infüzyondan bir bardak; rahatlama sağlanması ve diğer şikâyetlerin giderilmesi

için istendiği zaman alınmak üzere, günde iki bardak içilir.

CEZAYİR MENEKŞESİ

Bilimsel İsim Vinca majör

Bitki ile İlgili Genel Bilgiler

Zakkumgiller familyasında yer alan ve anayurdunun

neresi olduğu bilinmeyen Vinca cinsi bitkilerden 4 türü ülkemizde

yetişmektedir. Bunlardan Cezayir menekşesi (V. majör) konumuzu en çok

ilgilendiren türdür. 30-40 cm. kadar boylanabilen, her zaman yeşil kalan, bol

bol kök salan, yatarak uzayan gövdeli ve dik saplı, çokyıllık çalımsı bitkidir.

Kalp biçimli ve ucu sivri koyu yeşil yapraklan karşılıklı dizilmiş durumdadır.

Birbirine yapışmış durumda 5 çanak yaprağı ve yalnızca dipleri bitişerek boru

biçimini almış hafifçe yere doğru bakan açık mavi-morumsu ya da seyrek

olarak beyaz renkli 5 taçyaprağı bulunan çiçekleri, mayıstan başlayıp yaz

boyunca açar. Tohumlarını taşıyan meyvesi kapsül biçimindedir. Bitki, yerde

yatarak uzayan dallarının köklenmesiyle ya da döktüğü tohumlarıyla çoğalır.

Ancak çok ağır gelişen bir bitki olduğundan, şaşırtmaca yapılarak, yani yeri

değiştirilerek gelişmesi hızlandırılır. Kirli havaya dayandığı ve bulunduğu yere

iyice yayılarak toprağı iyi örttüğü için bahçelerde sevilerek yetiştirilir.

Topraküstü kesimleri kanser tedavisinde kullanılan ilaçların bileşiminde yer

alan alkaloitleri içeren Cezayir menekşesinde, vinkarnin, izovinkamin,

vinkamirin vb. alkoloitler ile tanen, organik asitler, karbonhidrat ve glikozitler

bulunur. Bitkinin yaşken acı olan topraküstü kesimleri, kuruyunca hafif ekşi

tat kazanır.

Tedavi ve Kullanım Şekilleri

Cezayir menekşesinin Tedavi ve Kullanım Şekilleri ve bunlardan yararlanma yöntemleri şöyle

özetlenebilir:

• Doku ve damar büzücüdür. Peklik verici olarak diyare ve dizanterinin

tedavisinde kullanılır.

• Kanamaları ve sıvı kaybını önler: Diyare ve kolitte sıvı ve kan kayıplarını

durdurur.

• Kadınların aybaşı döneminde aşırı kan gelişini engeller.

• Burun ve dişeti kanamalarına, ağız ülserleri ve boğaz ağrılarına karşı yararlı

etkileri vardır.

• Bedeni güçlendirici bir toniktir.

• İdrar söktürücüdür.

• İştah açıcıdır.

• Şeker hastalığının tedavisine yardımcı olur.

• Beyin damarı hastalıklarında olumlu etkileri vardır. Zekâ açıcı ve beyin

etkinliğini artırıcı olarak alınır. Tansiyonu düşürür.

Bütün bu etkileri sağlamak üzere, Cezayir menekşesinin topraküstü kesimleri

ilkbaharda bitki çiçeklenmeden önce kesilip toplanarak gölge yerde kurutulur.

1-2 tatlı kaşığı kurumuş bitki karışımının üzerine l bardak kaynar su dökülüp

10-15 dakika süreyle demlendirilerek bir infüzyon hazırlanır. Bu infüzyondan

günde üç kez birer bardak içilir.

• Ayrıca Cezayir menekşesi etkili bir yara iyileştiricidir.

Bunun için aynı infüzyon yaralara dıştan uygulanır.

CENTİYAN

Bilimsel İsim Gentiana lutea

Bilinen İsmileri Centiyana, Centiyane, Büyük kantaron

Bitki ile İlgili Genel Bilgiler

Centiyangiller familyasının örnek bitkisidir.

Anayurdu bilinmeyen, Kuzey Yarıküre'nin ılıman iklim bölgelerindeki dağlık

yerlerde ve güneşli bayırlarda ağır ağır gelişerek yetişen, çokyıllık dayanıklı bir

otsu bitkidir. Ülkemizde Bursa-Uludağ ve Doğu Karadeniz bölgesinde

görülmekte ve 1-1,5 m'ye kadar boylanabilmektedir. Yaprakları enli, sapsız ve

karşılıklı dizilmiş durumdadır. Temmuz-ağustos aylarında açan sarı renkli

güzel çiçekleri, boru yapılı ve toplu durumda olur. Dışı esmer ve içi sarı renkli

rizomu (kökgövdesi) ve buna bağlı kök saçakları vardır. Bitki, tohumlarıyla

çoğalır.

Centiyan bitkisinin sağlığa yararlı etkili bölümü olan rizomu ile kök saçakları

uçucu ve sabit yağ, pektin, tanen ve acı glikozitleri içerir. Bu kök, acı ama

zehirli olmayan bir ilaç kaynağıdır.

Tedavi ve Kullanım Şekilleri

Bitkinin tıbbi etkileri ve bunlardan yararlanma yöntemleri şöylece

sıralanabilir:

• Sinir uçlarını uyarıp sindirim salgılarını artırarak iştahı açar.

• Aynı nedenle sindirimi kolaylaştırır. Dispepsi (sindirim zorluğu) ve midenin

gazlı olması durumlarında çok yararlı, iyileştirici etkiler yapar.

• Bedeni güçlendirici bir toniktir.

• Alyuvarları artırıcı etkisi kanıtlanmıştır. Bu nedenle kansızlık durumunda

olumlu sonuçlar verir.

Bu etkileri sağlamak üzere, centiyanın rizom ve kök saçakları sonbahar

mevsiminde toprak kazılarak çıkarılır. Bunlar dilimlenerek özenle, ağır ağır

kurutulur. Kurumuş kök parçalarından 1/2 tatlı kaşığı l bardak su içine

konularak su ısıtılır. 5 dakika süreyle kaynatma sürdürülerek bir dekoksiyon

hazırlanır. Bu dekoksiyon yemeklerden önce ya da midede şişkinlik ve ağrı

duyumsandığında birer bardak içilir.

• Centiyanın ayrıca yaraları iyileştirici etkisi vardır.

Bunu sağlamak üzere, aynı dekoksiyonla günde birkaç kez yaralar dıştan

yıkanır.

BİNBİRDELİK OTU

Bilimsel İsim Hypericum perforatum

Bilinen İsmileri Kılıçotu, Koyunkıran, San kantaron, Yaraotu

Bitki ile İlgili Genel Bilgiler

Kılıçotugiller familyasındandır. Avrupa'da ve

ülkemizde yaygın olarak yetişen Hypericum cinsi çokyıllık dayanıklı otsu ya

da çalımsı bitki türlerinden biri de Binbirdelikotu'dur. 30-100 cm. kadar

boylanabilir. Ormanların nemli köşelerini, dağlık ve bozkır alanların kayalık

yerlerini ve yol kenarlarını sever. Yapraklarındaki her biri yağbezi olan pek

çok saydam nokta nedeniyle bitkiye binbirdelikotu adı verilmiştir. Bu

yapraklar karşılıklı dizilmiş durumda sapsız, oval biçimli ve koyu yeşil

renklidir. Bitkinin mayıs-eylül ayları arasında açan 5 taçyapraklı, parlak sarı

renkli çiçekleri, dallarının ucunda sıkı salkımlar halinde bulunur. Bitki, kapsül

biçimindeki meyvelerinden döktüğü tohumlarla ya da kök saçaklarının sürgün

vermesiyle çoğalır.

Binbirdelikotunun çiçekli dalları tanen, reçine, pektin, glikozitleri içeren uçucu

yağ, boyarmaddeler ve yapışkan bitki sıvısını içerir. Boyarmaddelerinden biri

hiperin, öteki de hiperisindir. Hiperisin hafif zehirlenmelerine neden olduğu

için, bazı hayvanlar bu otu yemezler.

Tedavi ve Kullanım Şekilleri

Bitkinin tıbbi etkileri ve bunlardan yararlanma yöntemleri şöylece

özetlenebilir:

• Binbirdelik otu antiseptik ve yara iyileştiricidir. Ciltteki yangılar, berelenme,

varikosel ağrıları, hafif yanık ve güneş yanıklarına iyi gelir.

Bu etkilen sağlamak üzere, bitki çiçek açtığında tüm topraküstü kesimleri

kesilip parçalanarak zeytinyağına yatırılır. 1-2 hafta süreyle zeytinyağında

bekletilerek elde edilen eriyiğe kantaron yağı adı verilir. Kantaron yağı

yukarda sayılan yara ya da öteki şikayetli yerlere, günde bir-iki kez dıştan

uygulanır.

• Ayrıca binbirdelikotu peklik verici, iştah açıcı, göğsü yumuşatıcı ve balgam

söktürücü etkiler de taşır.

• Daha da önemlisi, binbirdelikotunun yatıştırıcı, spazm çözücü ve ağrıları

azaltıcı etkilerinin bulunmasıdır. Bu özellikleri nedeniyle gerginlik, endişelilik,

sinir rahatsızlıkları, depresyon ve özellikle menopozun yarattığı sıkıntı

durumlarında kullanılır. Bu durumlarda tedavi l aya kadar sürdürülebilir.

Sayılan bu etkileri sağlamak üzere, yukarıda anlatıldığı şekilde bitkinin tüm

topraküstü kesimleri kesilip olabildiğince çabuk kurutulur. 1-2 tatlı kaşığı

kurumuş bitki karışımı üzerine 1 bardak kaynar su dökülüp 10-15 dakika

demlendirilerek yapılan infüzyondan günde üç kez birer bardak içilir.