5 Kasım 2008 Çarşamba

SARMISAK

Bilimsel İsim Allium sativum

Bilinen İsmileri Sarımsak

Bitki ile İlgili Genel Bilgiler

Zambakgiller familyasındandır. Anayurdunun Asya

Kıtası olduğu sanılan sarmısak, ülkemizin hemen hemen her yerinde yetişir ve

sıkça tüketilir, özellikle Kastamonu ilimizin Taşköprü ilçesinde, pek makbul

sayılan sarımsaklar yetiştirilir ve ürünün neredeyse tamamı dış ülkelere satılır.

100 cm'ye kadar boylanabilen sarmısak çokyıllık otsu bitkidir ve soğanın da

yakın akrabasıdır. Kın şeklindeki düz yaprakları, doğrudan doğruya toprağın

altında gelişen ve 'baş' adı verilen bitkinin soğanından uzar. Bu baş da, 'diş'

denilen ve sayıları 5 ile 30 arasında değişen soğancıkların yan yana birbirinin

üzerine yığılır gibi toplanmasıyla oluşur. Başın üzeri beyaz, kimi zaman da

sarı veya çok açık pembe renkli bir zarla kaplı olur. Sarmısak bitkisi, birinci

yılının sonunda yerinden sökülmezse ikinci yılında aynen soğan gibi bir sap

uzatır. 100 cm'ye kadar yükselen bu sapın tepesinde, haziran-temmuz

aylarında sarımsı beyaz renkli çiçekleri bir küme oluşturarak açar. Sarımsağın

çiçekleri pek ender olarak tohum bağlar. Bitki bu tohumlarıyla ya da daha iyisi

başı oluşturan dişlerin ayrılıp ilkbahar ya da sonbaharda yumuşak toprağa

ekilmesiyle çoğaltılır. Sarmısak, güneşli yerleri, kumlu ve humuslu toprakları

yeğler.

Sarımsağın başında özel ve keskin kokulu uçucu bir yağ, şekerler, fermentler,

protein, fosfor, demir ile A, B ve C vitaminleri bulunur, içerdiği bu maddelerle

güçlü bir besin olan sarmısak, büyük efor harcayan kişilerin diyetinde yer

almalıdır. Sözgelimi, piramitlerin yapımında çalışan işçilerle günde

kilometrelerce yol yürüyen Romalı savaşçılara sarmısak yedirilmişti.

Günümüzde de çok keskin nahoş kokulu olmasına karşın, sarımsağın yeşil

yaprakları çiğ olarak ve dişleri soyularak, yemeklere ve türlü yiyeceklere çeşni

vermesi için katılarak yenir.

Tedavi ve Kullanım Şekilleri

Mikrop kırıcı niteliğinden ötürü, eskiden veba ve kolera gibi salgın

hastalıklarla savaşımda da kullanılan sarımsağın Tedavi ve Kullanım Şekilleri ni ve bunlardan

yararlanma yöntemlerini şöyle özetleyebiliriz:

• Bakteri, virüs ve sindirim sistemi parazitlerine karşı en etkili antiseptiktir.

• Bağırsaklardaki askarit (askaris) ve oksiyuris (oksiyur) gibi solucanların

dökülmesini sağlar.

• Sindirim sistemi üzerinde hastalık yapacak bitkisel kökenli

mikroorganizmaları yok eder.

• İçerdiği uçucu yağ nedeniyle akciğer rahatsızlıkları, kronik bronşit, öksürük,

nezle, soğuk algınlığı ve gribe karşı etkilidir.

• Göğsü yumuşatır. Boğmaca ve bronşite eşlik eden astımda rahatlatıcıdır.

• Terletici; balgam, idrar, safra ve gaz söktürücüdür. Kanı temizler.

• İştahı açar. Sindirimi kolaylaştırır.

• Spazm çözücü etkisi vardır.

• Uyarıcı ve bedeni güçlendirici toniktir.

• Yüksek tansiyonu ve kandaki kolestrol düzeyini düşürür.

• Şeker hastalığında iyileştirici etkileri olduğu ileri sürülmektedir.

Her biri birbirinden önemli bu etkilerinden yararlanmak üzere, sarmısak günde

üç kez yenmelidir. Bağırsaklardaki kurtların dökülmesi, yüksek tansiyon ve

kandaki kolestrolün

düşürülmesi için uzun süreler boyunca sarmısak alımına devam edilmelidir.

Eğer kokusu rahatsız edici olursa, piyasada satılan sarmısak yağı kapsülleri

alınabilir.

• Ayrıca sarmısak, yaraların temizlenmesinde kullanılır.

• Romatizma ve eklem yangılarıyla sancılarına iyi gelir.

• Burkulmalardan oluşan ağrıları hafifletir.

• Böcek ve arı sokmalarında iyileştirici olur. (Ancak, önce arının iğnesi

soktuğu yerden çıkarılmalıdır.)

• Mantar tedavisinde etkili olur.

• Gözde çıkan arpacığı da iyileştirir.

Bu etkileri sağlamak üzere, sarmısağın dişleri soyulup ucu biraz kesilerek

şikâyet edilen yere bastırılarak dıştan sürülür. Ya da soyulan sarmısak dişlen

ezilip macun haline getirilir. Bu macun, şikâyetli yerlere dıştan sürülür.

UYARI

• Sarmısak deriyi yakıcı ve kızartıcı etki yapabilir. Bu nedenle çok aşırı

uygulamadan kaçınılmalıdır.

Hiç yorum yok: